Nihayet - Mayıs 2016 / Sayı 017

17. SAYI - NİSAN 2016

“Gençlik sadece bir kelimedir!”
 
Genç, gençler, dindar gençler, bizim gençler, ideal gençler, özgürlükçü gençler, gün boyu dilimizden düşmüyor; ama genç dediğimizde kimi ve neyi kast ettiğimizi aslında hiçbirimiz tam olarak bilemiyoruz. Daha da önemlisi bir gencin nasıl yaşadığını, ne hissettiğini, nelere maruz kaldığını, maruz kaldıkları ile nasıl başa çıkmaya çalıştığını da bilmiyoruz.
Nihayet Dergi olarak bu ay, “Yaşlanmanın ertelendiği bir dünyada genç olmak nedir?” sorusunun peşine düştük. Gençlik bir yaş aralığı mıydı? Yoksa bir hayat tecrübesi/tecrübesizliği mi?
Gençliğin yaş aralığı üzerinden tanımlanıp tanımlanamayacağını iki röportaj üzerinden irdeledik. 38 yaşında, servis şoförlüğü yapan bir baba, Hakan Adak ve 36 yaşında, devam eden öğrenciliğiyle uzatmalı bir gençlik yaşayan Remzi Akdoğan’ın hayat hikâyeleri üzerinden gençliğin yaşla ilişkisini anlamaya çalıştık.
Türkiye’deki gençliğin yapısını ise bu alanda çalışmalar yapan iki uzmana sorduk. Demet Lüküslü, “Gençlik Bir Mit midir?” ve Ömer Miraç Yaman, “Aynı Kurttan Kaçanlar” röportajlarında gençlik üzerine değerlendirmelerini sundular.
Kemal Sayar, “Büyükler Çocuklaşıyor, Çocuklar Büyüyemiyor” yazısında ergenlik çağını, olgunlaşmayı ve büyümeyi inceledi. Osman Bülent Manav, son dönemde moda olan “içimizdeki çocuk” söylemini, “İçinizdeki Çocuğa Mukayyet Olun” yazısında ele aldı. Atakan Yavuz, “Dile ki Uzun Sürsün Yolculuğun”, Sema Karabıyık, “Yaşlı Dünyada Genç Ölmek” yazılarıyla Nihayet sayfalarında yer alırken; Münire Daniş, Kur’an’da bahsi geçen gençler ile Resulullah’ın (sav) gençlerini yazdı. Nazife Şişman, gençlik kavramının ortaya çıkışını ve geçirdiği dönüşümleri kaleme aldı: “21. Yüzyılda Genç Olmak”