- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- Yorumlar (0)
- Tavsiye Et
- Resimler
- Öneri Kutusu
-
158. Sayı - Mayıs 2025
Osmanlı’da Deliler ve Delilik
Modern zamanlarda insanoğlunu en çok uğraştıran konulardan biri, akıl sağlığı ve psikolojik durumlarla alakalı meseleler. Bunun, kalabalık metropollerin yüklediği çok boyutlu stres, “moda” telakkilerin ruh ve kalp âlemini tarumar etmesi, ölçülerin tümüyle şaşması, insanın yüksek tempolu dönüşümler karşısında giderek daha savunmasız hale gelmesi gibi çeşitli sebeplerinden söz edilebilir. Ancak şurası kesin: Akıl sağlığı mevzusu, çağlar boyunca herkesin yakından ilgilendiği oldukça kadîm bir problem.
Derin Tarih’in bu sayısında, siz kıymetli okurlarımıza küçük bir sürpriz yapmak ve belki de hiç beklemediğiniz bir dosyayla karşınıza çıkmak istedik: Osmanlı’da Delilik ve Deliler.
Osmanlılar, akıl hastalıkları ve delilik hakkında ne biliyorlardı? “Deli” kime denirdi? “Mecnun” ve “meczup” ile deli arasındaki fark neydi? Deliliğin teşhisi ve tedavisi nasıldı? Akıl hastanelerinin atmosferine dair detaylar nelerdi? Akıl hastanelerinde uygulanan yöntemler hangileriydi? Toplum, delilere nasıl yaklaşırdı? Devletin akıl hastalıklarına uğrayan vatandaşları için aldığı önlemler nelerdi?
Tüm bu sorulara ve daha fazlasına cevapları içeren dosyamızı okurken, evvela Osmanlı’nın adeta bugünkü uluslararası modern psikoloji derneklerinin hazırladığı biçimde bir “hastalıklar ve teşhisler rehberi” oluşturduğunu göreceksiniz.
“Osmanlı’da Deliler ve Delilik” dosyamızda ilk olarak Prof. Dr. Nil Sarı modernleşme öncesi Osmanlı tıbbında akıl ve sinir hastalıklarının sınıflandırılmasını satırlarına taşırken Prof. Dr. Rüya Kılıç ile Osmanlı’da akıl hastalıklarının nasıl kategorize edildiğini ve ne tür tıbbî tedavilerin tatbik edildiğini konuştuk. Uzman Klinik Psikolog Şule Yüksel Özkaya Osmanlı klasik döneminde psikolojik hastalara uygulanan maddî ve manevî tedavi yöntemlerini değerlendirirken Prof. Dr. Nurullah Koltaş Keçeli Dede’den İlyâs Divâne Şüca Efendi’ye, Hızır Âşık’tan Kelbî Hasan Baba’ya İstanbul’un Âkil divânelerini kaleme aldı. Prof. Dr. Hayrettin Kara Osmanlı kültürünün, başka bir çağdaş kültürde cadı kabul edilen kişileri nasıl mecnun olarak telakki edip yerleşim alanlarına, ahalinin arasına dahil ettiğini incelikle teşhis ederken Tahir Günay Müslüman-Türk hekimlerin akıl hastalarını tedavi için kullandıkları mûsikînin hastalar üzerindeki tesirini yazdı Prof. Dr. Kahraman Şakul ise 15. yüzyılın sonlarından 1829’a dek türlü vesilelerle kendilerinden bahsettiren Osmanlı ordusunun merak uyandıran en gizemli birimi olan delilere dair bilinmeyenlere ışık tuttu.
“Osmanlı’da Deliler ve Delilik” konusu haricinde ise Prof. Dr. İsmail Kara, Prof. Dr. Kahraman Şakul, Prof. Dr. Mustafa İsmet Uzun, Prof. Dr. İsmail Taşpınar, Enver Beşinci, Cem Kumuk, H. Yıldırım Ağanoğlu, Deniz Çıkılı, Ayhan Demir, Metin Taha Yılmaz, Şeyma Üstün ve Canan Aytaş gibi araştırmacı, yazar ve akademisyenlerden oluşan birçok kişi de birbirinden kıymetli yazılar kaleme aldı.
Tarih Okuyan Şaşırmaz